Aksiyon Potansiyeli Oluşumu

Aksiyon potansiyeli, hücre zarının elektriksel potansiyelinin ani değişimi ile ilgili temel bir süreçtir. Sinir ve kas hücrelerinde iletişim ve işlevselliği sağlamak için kritik öneme sahiptir. Bu makale, aksiyon potansiyelinin oluşumu, ölçümü ve hızı gibi temel özelliklerini açıklamaktadır.
Aksiyon Potansiyeli Oluşumu
12 Eylül 2024

Aksiyon Potansiyeli


Aksiyon potansiyeli, bir hücrenin elektriksel zar potansiyelinin kısa bir zaman diliminde aniden yükselmesi ve ardından azalmasıdır. Bu fenomen, zar potansiyeli olarak adlandırılan hayvan hücrelerinde birkaç türde ortaya çıkar. Bu hücre türleri arasında kas hücreleri (veya kas lifleri), sinir hücreleri (nöron), endokrin hücreler ve bazı bitki hücreleri bulunur. Sinir hücrelerinde aksiyon potansiyeli, hücreler arasında bulunan iletişimde başrol oynar. Diğer hücre türlerinde ise ana fonksiyonu hücreler arası süreçleri etkinleştirmektir.

Dinlenim Durumunda Nöron


Dinlenim durumundayken, nöronun içi yani sitozol negatif elektrik yüklüdür. Aksiyon potansiyeli bu halin anlık olarak tam tersidir; yani nöronun iç bölümü dış bölümüne göre pozitif elektrikle yüklenir. Aksiyon potansiyelinin değeri akson boyunca aynıdır; değeri ve kuvveti akson boyunca düşmez ya da artmaz. Sinyaller, frekansları değiştirilerek kodlanır.

Aksiyon Potansiyeli Ölçümü


Aksiyon potansiyeli, nörona sokulan mikro elektrotlar kullanılarak ölçülebilmektedir. Aynı şekilde, mikro elektrotlar kullanılarak dışarıdan yapay uyarı da verilebilir. Nörona belli bir akım uygulandığında nöron pasif tepki verir ve dinlenim potansiyelinde dalgalanmalar olur. Eğer verilen akım sayesinde dinlenim potansiyeli belli bir değerin üzerine çıkarsa aksiyon potansiyeli ortaya çıkar. Yani nöronun içindeki voltaj/potansiyel değeri anlık olarak 40 mV'a kadar çıkar. Eğer verilen akım ile dinlenim potansiyeli eşik değerin üzerinde kalmaya devam ederse nöron da ateşlemeyi sürdürür. Verilen akımın değeri arttıkça nöronun ateşleme frekansında artış gözlenir. Ancak bu durumun bir sınırı vardır. Nöron en fazla 1000 Hz ateşleme frekansına çıkabilir.

Aksiyon Potansiyeli Oluşumu

Aksiyon potansiyelinin meydana gelmesi için zar içindeki potansiyelin eşik değerine ulaşması gereklidir. Bu, yeterli sayıda sodyum kanalının açılarak, sodyum geçişine izin vermesiyle gerçekleşebilir. Sodyum, dışarıda daha yoğun olduğu için (difüzyon) ve içerideki potansiyel değer negatif olduğundan yani içerisi negatif iyonlarla dolu olduğundan kanallar açıldığında sodyum iyonları içeri dolmaya başlar. Bu da iç kısmın hızlı bir biçimde depolarize olmasına neden olur, yani zarın iç kısmı daha az negatif yüklü hale gelir. Örneğin, -65 mV'tan hızlıca -50 mV düzeylerine gelir.

Sodyum kanallarının açık kalma süresi yaklaşık 1 milisaniyedir. Bu zamanda aksiyon potansiyeli gerçekleşir. Bu 1 milisaniye süre içerisinde bir aksiyon potansiyeli daha gerçekleşmesi mümkün değildir. Yeni bir aksiyon potansiyeli için, sodyum kanallarının kapanarak, zar potansiyelinin eşik değeri yakınlarına kadar düşmesi gerekir. Zar potansiyelinin düşmesiyle kanallar kapanır. Bu kanalların kapanmasıyla birlikte potasyum kanalları açılır. İçerisi aşırı biçimde depolarize olduğu için potasyum iyonları kanallar açıldığında derhal hücre dışına akmaya başlar, hücre içi tekrar -65 mV olana kadar potasyum akışı sürer.

Aksiyon Potansiyelinin Yönü ve Hızı

Aksiyon potansiyeli, akson boyunca tek yönlü olarak ilerler ve akson boyunca düşmeden devam eder. Çünkü zar, akson boyunca aynı niteliklere sahiptir. Aksiyon potansiyelinin hızı değişmekle beraber çoğunlukla 10 m/s'dir. Miyelin kılıf, aksiyon potansiyelinin hızını artırmaya yarar.

Özet ve Sonuç

Görüldüğü gibi, kanallar açılınca sodyum iyonları içeri dolarak zarın iç kısmının yükünü daha pozitif hale getirir. Bu durum, bir sonraki sodyum kanallarının açılmasına neden olur. Voltaja duyarlı potasyum kanalları ise dengeyi sağlamak için açılarak içerideki potasyumu boşaltır. Bu durum, iç kısmın tekrar negatif hale gelmesine neden olur. Aksiyon potansiyeli, sinir ve kas hücrelerinin temel iletişim ve işlev mekanizmasıdır ve bu süreç, biyolojik sistemlerin karmaşık ve dinamik yapısını yansıtır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
soru
Sâzkâr 09 Ağustos 2024 Cuma

Aksiyon potansiyelinin nasıl oluştuğunu ve hücre zarının potansiyelinin değişimini anlamak benim için oldukça ilginç. Özellikle sodyum kanallarının açılmasıyla birlikte içeriye dolan sodyum iyonlarının, zarın iç kısmını daha pozitif hale getirmesi ve bu durumun bir sonraki aksiyon potansiyelinin oluşumuna nasıl zemin hazırladığını görmek gerçekten etkileyici. Bu süreçteki her bir adımın, sinir ve kas hücrelerinin iletişimindeki rolü, vücudun işleyişi açısından ne kadar kritik! Peki, aksiyon potansiyelinin hızının miyelin kılıf tarafından nasıl artırıldığını daha derinlemesine incelemek gerekmez mi? Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterdim.

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

Aksiyon Potansiyelinin Oluşumu
Aksiyon potansiyeli, hücre zarında meydana gelen ani bir elektriksel değişikliktir. Bu süreç, hücre zarındaki sodyum (Na+) ve potasyum (K+) iyonlarının hareketi ile başlar. Dinlenim potansiyeli sırasında, hücrenin iç kısmı dış kısmına göre daha negatiftir. Uyarı alındığında, sodyum kanalları açılır ve sodyum iyonları hücre içine dolarak zarın iç kısmını daha pozitif hale getirir. Bu durum, depolarizasyon olarak adlandırılır.

Zar Potansiyelinin Değişimi
Sodyum iyonlarının girişi, zar potansiyelinin artmasına neden olur ve bu artış belirli bir eşiği aştığında, aksiyon potansiyeli tetiklenir. Daha sonra, potasyum kanalları açılır ve potasyum iyonları hücre dışına çıkarken, zar yeniden polarize olur. Bu süreç, aksiyon potansiyelinin sonlanmasını sağlar. Her bir adım, sinir ve kas hücrelerinin iletişimi için kritik öneme sahiptir çünkü bu mekanizmalar, vücudun çeşitli işlevlerini koordine eder.

Miyelin Kılıfın Rolü
Miyelin kılıf, sinir hücrelerinin aksonlarını kaplayarak, aksiyon potansiyelinin hızını artırır. Miyelin, elektriksel iletkenliği artırarak, aksiyon potansiyelinin "sıçrama" şeklinde ilerlemesini sağlar. Bu, potansiyelin hızlı bir şekilde, miyelin kılıfın bulunduğu yerlerdeki düğümlere (Ranvier düğümleri) ulaşmasını sağlar. Bu sayede, sinyal iletimi daha verimli hale gelir ve sinir iletişimi hızlanır.

Bu süreçlerin her biri, sinir sisteminin ve kas hareketlerinin işleyişinde kritik rol oynamaktadır. Daha fazla bilgi edinmek, bu karmaşık ama bir o kadar etkileyici mekanizmaların anlaşılmasına katkı sağlayacaktır.

Çok Okunanlar
Haber Bülteni
Popüler İçerik
Fenobarbital Fenorbarbitalin Yan Etkileri
Fenobarbital Fenorbarbitalin Yan Etkileri
Vücutta Sodyum Eksikliği Belirtileri ve Tedavisi
Vücutta Sodyum Eksikliği Belirtileri ve Tedavisi
Sodyum Minerali Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?
Sodyum Minerali Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?
H2o2 Kullanım Alanları Nerelerdir?
H2o2 Kullanım Alanları Nerelerdir?
Sodyumun Özellikleri ve Kullanımı
Sodyumun Özellikleri ve Kullanımı
Güncel
Sodyum Glutamatın Kullanım Alanları
Sodyum Glutamatın Kullanım Alanları
Güncel
Aksiyon Potansiyeli Oluşumu
Aksiyon Potansiyeli Oluşumu
Güncel
Sodyum Nitrat Formülü Nedir?
Sodyum Nitrat Formülü Nedir?
Sodyum Karbonat Kullanım Alanları
Sodyum Karbonat Kullanım Alanları
Sodyum Bikarbonat Formülü
Sodyum Bikarbonat Formülü
Xylitol Kullanımı
Xylitol Kullanımı